*Bu makale, yeni yazarların makale mantığını anlaması amacıyla yazılmıştır. Örnek çalışma niteliğindedir.
İri Cevizli Ev Baklavası Nasıl Yapılır?
 Osmanlı Devleti’nden günümüze Türk kültürünün vazgeçilmezi, gerek düğünlerin, gerek bayramlarımızın olmazsa olmazı cevizli baklava her insanın tatması gereken müthiş Türk lezzetlerinden biridir. Tabii bu muhteşem Türk lezzetini, cevizli baklavayı, yapmak da her baba yiğidin harcı değildir. Cevizli baklavayı yapabilmek için işin ustasından işi detaylıca öğrenmek gerekir. Ya da size vereceğimiz bu efsane tarif ile mükemmel cevizli baklavalar yapabilirsiniz. İlkinde olmasa da denemeler sonrasında yaptığınız cevizli baklavalar misafirlerinizin damağında tat bırakacağından emin olabilirsiniz.
Baklavanın bir çok çeşidi vardır. Bunlardan en çok rağbet göreni cevizli baklavadır. Ancak baklava yerken aman dikkat edin, tadına dalıp çok çok yemeyin. Az önce söylediğim tavsiyeyi şeker hastaları uygulamalıdır. Çünkü baklavanın o küçük bir dilimi 456 kaloridir.
İri Cevizli Ev Baklavası Tarifi
Baklavanın hamuru için kullanacağımız malzemeler; 2 adet yumurta, yarım su bardağı sıvı yağ, 1 fiske tuz, 1 su bardağı süt ve aldığı kadar un. İç harcı için gereken malzemeler; 3 su bardağı iri kıyılmış ceviz. Baklavayı açarken kullanacağımız malzemeler; 2,5 kutu buğday nişastası. Şerbeti için kullanılacak malzemeler; 1 kilo şeker, birkaç damla limon suyu ve 4 su bardağı su. Baklavamızın üzeri için kullanacağımız malzeme; Yarım kilo eritilip köpüğü alınmış tereyağı.
İri cevizli ev baklavamızın yapılışı; İlk olarak hamurumuz hazırlanır. Yumurtalar, tuz, süt, sıvı yağ ve alabildiği kadar un kulak memesi kıvamına gelene kadar yoğrulur. Hamurunuzu yoğurduktan sonra yarım saat gibi bir süre dinlendirmenizi tavsiye ediyoruz. Dinlenmiş hamur daha güzel açılır. Tercihen hemen de açabilirsiniz. Akabinde dinlenmiş hamuru 4 eşit parçaya bölüyoruz. Böldüğümüz her bir parçayı da 10 bezeye bölüp toplamda 40 beze elde ediyoruz. Bezelerimizi onar onar ayırıyoruz. Her bir bezeyi nişastamız ile tabak büyüklüğünde açtıktan sonra 10 adet küçük hamurumuzu üst üste koyuyoruz ve yuvarlak tepsi büyüklüğünde açıyoruz. Tepsiyi yağlıyoruz ve açılan hamuru el yordamı ile sallıyoruz. Salladıktan sonra yufkaların ayrıldığını göreceksiniz. Yufkaları yağlamış olduğumuz tepsiye serdikten sonra çekmiş olduğumuz cevizi elimiz ile serpiyoruz. Geri kalan 30 parçaya da onar onar aynı işlemi sergiliyoruz. Her kat sonrası ceviz serpmeyi unutmayın. Baklavamızı önce dörde sonra da sekize bölüp üçgen şekiller elde ediyoruz. Eritip köpüğünü almış olduğumuz tereyağını tepsinin içindeki baklavamızın her yerine gelecek şekilde döküyoruz ve 180 derecede ısınmış olan fırınımıza tepsimizi yerleştiriyoruz. Bir buçuk saat piştikten sonra baklavamızı alıp ılımasını bekliyoruz. Ilımış olan baklavamızın üstüne ılık şerbetimizi döküp 1 geceliğine şerbeti çekmesi için dinlenmeye alıyoruz. Bir gece geçtikten sonra baklavamızı afiyetle yiyebiliriz.

Yazar olmak mı istiyorsunuz? Aslında düşündüğünüz kadar zor bir şey değil. Yapmanız gereken tek şey, okumak. Okuyan insan zaten yazar. Bir şeyleri örnek göremezseniz, sürekli aynı şeye odaklanır ve farklı kategorilere açılamazsınız. Amacınız ilk olarak okumak olsun. Hiyerarşi bir konumda ilerleyin ve her daim okuyun. Endişelenmeyin, size asla zararı olmaz. Aksine fazlasıyla faydası olur.

Kitap okumanın yararlarından bahsedecek olursak, şunlar ön planda olacaktır:

  • Stresi azaltır.
  • Yaşamayı, hayatı sevdirir.
  • Düşüncelerinizi besler ve olgunlaştırır.
  • Zihninizi kör düşüncelere karşı açar.
  • Hayata bakış açınızı değiştirir.
  • Kelime hazneniz, eskisine göre kat ve kat artar.
  • Bilgi dağarcığınız genişler.
  • Konuşma ve diksiyon düzeyinizi düzeltir.
  • Anlama ve algılama yeteneğinizi güçlendirir.
  • Genel kültürünüzü etkin yollar ile arttırır.
  • Gerek şimdiki, gerek gelecekteki kariyerinizi oturtur.
  • Dünya ve insanlara karşı gösterdiğiniz tutum değişir.
  • Hayal gücünüz fazlasıyla gelişir ve genişler.
Kısacası okumak; sizi ve zihninizi süsler. Tıpkı bir yolculuğa çıkar gibi, size haz verir. Her yaş fark etmeksizin okumak bir aşkı temsil eder, beşikten mezara kadar. Yazmakta tıpkı bu tutku gibidir. Bir başladığınızda bırakamazsınız. Okudukça, tüm korku ve umutlarınız aynı yerde kesişir. Mutluluğun formülüdür bu aslında.

Zaman kazanmak bakımından yapılacak etkinliklerden en belirgini, kitap okumaktır. En azından kaybolan vakitleriniz sizi takip eder. 

Okuma adımını tamamladığımıza göre şimdi geldi okuyacağınız kitabı belirlemede. Önerebileceğim kitaplar arasında yer alan bir kitap olan "Bin Dokuz Yüz Seksen Dört (1984)" adlı kitabın yorumunu da, şu linkten okuyabilirsiniz: 1984 (Bin Dokuz Yüz Seksen Dört) - Kitap Yorumu

Sıra geldi nasıl yazacağınıza. Cevap çok basit. Okuyarak ve çalışarak. Şimdi, elinize bir kalem ve kağıt alın. Başlayın yazmaya. Bırakın aksın gitsin benliğiniz. Beğenmediğiniz yazıları da saklayın, saklayın ki ilerde bu durum karşınıza çıktığınızda karşınıza çıkan kalite farkını kendiniz de fark edin.

Örnek makale çalışmalarını incelemek için anasayfayı ziyaret edin.



 George Orwell tarafından kaleme alınan Bin Dokuz Yüz Seksen Dört romanı tür olarak politik bir romandır. Distopik bir dünyada geçen hikayesi ile ön plana çıkmaktadır. Anti Ütopik romanlar arasında en ünlülerden biridir. Kitapta tanımlanan Big Brother kavramı günümüzde sıkça rastlanılan ve sıkça kullanılan bir kavram haline gelmiştir. Romanın Avrupa'da anıldığı isim ''Son Adam''dır. Amerika ve Birleşik Krallık'taki yayıncı 2 ülkede aynı anda satışa sunmuş ve romanın daha fazla kitleye ulaşmasını sağlamıştır. Roman, ilk olarak 1949 yılında basılmış ve bu şekilde günümüze gelmiştir. Romanın konusu az önce de bahsettiğimiz gibi politik bir konuyu ele almaktadır. Romanda geçen dünya bir anti-ütopik dünyadır. Tek parti ve totaliter bir merkezi rejim bulunmaktadır.

Bin Dokuz Yüz Seksen Dört Genel Konusu


Korku, beyin yıkama ve propaganda sistemleriyle halk ve hayat artık manipüle edilmiştir. Roman daha sonra ünlenir ve düşünce polisi, büyük birader gibi kavramları içermeye başlar. 20. yüzyılın en etkili romanlarından biridir desek yanlış olmaz. Ayrıca satış anlamında da çok başarılı olmuş ve yayıncısına mutlu etmiştir. 1984 yılında ilk olarak beyaz perdeye uyarlanan roman, İngiliz edebiyatının en ünlü ve ilk anti ütopik edebi eserlerinden biridir. İçermiş olduğu terminoloji mahremiyet ile ilgili olarak birçok tartışmada ortaya atılmış ve kalıplaşmış bir hale gelmiş bulunmaktadır. George Orwell aslında 20. yüzyıl İngiliz edebiyatı adına en önde gelen kalemlerden biri olarak bilinmektedir. Sürekli olarak etkileyici romanlar yazmaya dikkat etmiştir. Bir süre adada polis teşkilatında görev yapan Orwell, memuriyet döneminde şahit olmuş olduğu acımasız uygulamalara karşı böyle bir öfkeyi Bin Dokuz Yüz Seksen Dört isimli eserinde hicivli ve ütopik bir şekilde kaleme almış bulunmaktadır.